Haliliye Kültür ve İlim Vakfı

Vakıf bir adanıştır. İslam geleneğinde malın ve canın Allâh yoluna adanışının ürünüdür. Vakıf bir sorumluluktur. Her mü'minin, daha ötede her insanın, kendini diğer mü'minden diğer insandan, hatta yaratılmış her şeyden sorumlu hissetmesinin ürünüdür. Vakıf bir sevgidir. Yaradılmışları, yaradanın hatırına kucaklayan bir sevgidir. Vakıf bir hayır yarışıdır. Sevdiklerinden infak yarışıdır. Vakıf bir şükürdür. Rabbin verdiği ömre, nefes alıp vermemize şükürdür. İşte Haliliye Vakfı da bu şükrün mücessemleşmiş önemli bir sivil toplum kuruluşudur.
Sevgi, şefkat ve merhamet duygularının infak olarak tezahür etmesi neticesinde 1992 yılında kuruldu vakfımız. Haliliye Vakfının kurucusu Mustafa KILIÇ (Hoca)’dır. Mustafa KILIÇ Hocanın emekleriyle kurulan vakfımızda şu an 100 lerce öğrenci eğitim görmektedir. Haliliye Vakfı, yapmış olduğu etkinliklerle Şanlıurfa’da adını duyurmuş en muhtedir vakıftır. Hemen her vakfın kuruluşunda temele atılan ilk harç, sevgi, inanç ve gönül harcıdır. Mustafa KILIÇ (Hoca) gibi bir gönül erinin yüreğinde tomurcuklanan Haliliye Vakfı çınarı da, o gönüldeki samimiyete Rabbin verdiği bereketle günümüze kadar gelmiş ve tüm dünyaya adını duyurmuştur.
İsmini Haliliye Kültür ve İlim Vakfı olarak tescil ettiren bu yeni vakıf, Üstad Bediüzzaman Said Nursî ve Onun eseri Risale-İ Nur’u kendisine gaye maddesi olarak belirlemiştir. Vakıf bugün, ihtiyaç sahiplerine sığınak, gariplere barınak, yetim ve öksüzlere sıcak bir kucak olmuştur. Kurduğu müesseselerle hem yaralı gönüllere merhem olmuş, hem de memleketimizin yetişmiş insan ihtiyacına katkıda bulunmuştur. Haliliye Vakfı âdeta bir hayır dağıtım merkezi durumuna gelmiştir. Doluyor ve boşalıyor. Oraya garip gelen, yüreği bütünleşmiş olarak ayrılıyor. Gözü yaşlı gelen tebessümlerle...